Karaciğer yağlanması Türkiye’de ve Dünya’da en sık görülen hastalıklardan biri… Karaciğerde fazla yağ birikimi nedeniyle oluşur. Basit bir şekilde başlar ancak ciddi evreleri olan bir hastalıktır. Zamanla yağlanmaya iltihaplanma da eklenir ve siroza yol açabilir. Bu aşama da geri döndürülemez. İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, genellikle belirti vermeyen ve sinsice ilerleyen hastalıkla ilgili bilinmesi gereken noktaları şöyle açıkladı:
İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk
VÜCUDUN DETOKS ORGANIDIR
Karaciğer vücut kanlanmasının en fazla olduğu organlardan biridir. Hem temiz kan damarlarından gelen, hem de portal sistem denen bağırsaklardan gelen kan ile temas halindedir. Vücudun en önemli detoks organıdır. Bağırsaklardan gelen mikroorganizma ve toksinlere karşı en önemli bariyerdir. Toksin, alkol ve ilaçların vücuttan temizlenmesini, yaşlanmış kan hücrelerinin dolaşımdan alınmasını sağlar. Bağışıklık sisteminin önemli bir organıdır.
GÖRÜLME SIKLIĞI ARTIYOR
Tedavi edilmeyen karaciğer yağlanması siroza ve karaciğer yetmezliğine kadar ilerleyebilir. Karaciğer yağlanmasının en önemli nedeni ise beslenme tarzındaki yanlışlıklardır. Fruktozdan zengin mısır şurubundan imal edilmiş yiyecek ve içecekler, işlenmiş ve trans yağlardan zengin bir diyetle aşırı kalori alımı önce göbek bölgesinde ve ardından karaciğerde yağlanmaya neden olur. Karaciğer hepatosit denilen milyonlarca hücreden oluşur. Normalde karaciğer hücrelerinde az miktarda yağ vardır. Karaciğer hücrelerinde depolanan ya da biriken yağın normalden fazla olması durumu olan hepatosteatozu (karaciğer yağlanması) tanımlamak için 5 rakamı önemlidir. Karaciğer kendi ağırlığının yüzde 5’inden daha fazla yağ içerirse veya karaciğer biyopsisinde hepatositlerin yüzde 5’inden fazlasında yağ damlacıkları bulunursa hepatosteatoz var demektir. Hepatosteatoz toplumda yüzde 30-40 oranında görülmekte ve sıklığı giderek artış göstermektedir.
EN ÖNEMLİ SEBEPLERİ
■ Alkole bağlı (en sık)
■ Beslenmeyle ilişkili (obezite, diyabet, kolesterol yüksekliği)
■ İlaçlar (kortizon, tetrasiklin ve diğerleri)
■ Karaciğer hastalıkları (hepatit, hepatit C), hemakromatoz (demir birikimi)
ALKOL DIŞI NEDENLERİ
■ Obezite (abdominal obezite)
■ Şeker hastalığı
■ Kolesterol ve trigliserit yüksekliği
■ Metabolik sendrom
■ Uzun süren açlık
■ İlaçlar ve uyuşturucu maddeler (östrojen, kortizol, aspirin, tetrasiklin, amiodaron, kokain)
■ Enfeksiyonlar (Hepatit C, HIV enfeksiyonu, divertikülit)
■ Bağırsaklarda aşırı bakteri gelişimi
■ Çeşitli toksinler (fosfor zehirlenmesi, petrokimyasallar, organik çözücüler, mantar zehri)
HASTALARDAKİ ORTAK ÖZELLİKLER
Karaciğer yağlanması olan hastalardaki ortak özellikler genellikle kötü beslenme, şişmanlık ve hareketsiz yaşam tarzıdır. Alkol dışı karaciğer yağlanması olan hastaların yüzde 50-80’i obezdir. Yine Tip 2 diyabet hastalarının yüzde 50’sinde karaciğer yağlanması vardır. Alkol dışı karaciğer yağlanması olanların yüzde 20-80’inde kolesterol ve trigliserit yüksekliği, HDL (iyi kolesterol) düşüklüğü söz konusudur. Karaciğer yağlanması olan kişilerin büyük çoğunluğunda insülin direnci vardır.
TESADÜFEN TEŞHİS EDİLİR
Karaciğer yağlanmasını gösteren spesifik kan testi yoktur. Karaciğer enzimleri olarak bilinen SGOT, SGPT, Alkali fosfataz, Gamma GT tetkikleri normal sınırlarda olabilir veya bu enzimlerin bir veya birkaçında hafif yükseklikler görülebilir. Albümin düzeyinde düşüklük, bilirubin düzeylerinde hafif yükseliş ve alkolik hepatit söz konusu olduğu zaman lökosit sayısında artış ve sedimentasyon yüksekliği görülebilir. Biyopsi dışında ultrasonografik tetkikler tanıyı sağlar. Hasta genellikle başka bir hastalık nedeniyle tetkik edilirken karaciğer yağlanması fark edilir. Ultrason basit yağlanmayla ciddi yağlanma (steatohepatit) arasında ayrım yapamaz var ise siroz bulguları görülebilir.
BAZEN BELİRTİ VEREBİLİR
Hastaların az bir kısmında bazı şikayetler görülebilir. Bunlar, karında sağ üstte ağrı, dolgunluk hissi, halsizlik, çabuk yorulma şeklinde sıralanabilir. Hastalığın ilerlemiş döneminde kaşıntı, iştahsızlık, bulantı ve sarılık görülebilir.
HAYAT KURTARAN TAVSİYELER
Karaciğer yağlanmasına karşı başta beslenme olmak üzere yaşam alışkanlıklarınızda yeni düzenlemeler yapmanız önemli. Çünkü araştırmalar, yaşam biçimini, beslenme biçimini değiştiren ve kilo veren pek çok kişide yağlanmanın azaldığını gösteriyor. İşte tavsiyeler:
■ Alkol kullanmayın.
■ Bol su için.
■ Düzenli egzersiz yapın.
■ Kilo fazlalığınız varsa zayıflayın.
■ Liften zengin sebze ve meyve tüketin.
■ Yağlı et ve yumurta yemeyin.
■ Yağdan zengin ve işlenmiş kuruyemişleri az tüketin.
■ Aşırı karbonhidrat ve şeker tüketiminden kaçının.
■ Şarküteri ürünlerinden uzak durun.
■ Doğal besinleri tercih edin.
■ Marketlerdeki hazır, ambalajlı yiyeceklerden uzak durun.
■ Meyve suyu ve yüksek fruktozlu mısır şurubundan yapılmış içecekleri tüketmekten kaçının.
■ Tüm yeşil ve sarı sebzeler karaciğer koruyucudur. Özellikle oligofruktozdan zengin sebzeler tüketin. (Hindiba, soğan, sarımsak, enginar, kuşkonmaz)
■ Düşük kalorili diyet uygulayın.
■ A vitamini ve demir preparatlarını gereksiz yere kullanmayın.
■ Yüksek glisemik indeksli patates, beyaz ekmek, beyaz pirinçten mümkün mertebe uzak durun.
■ Günde bir fincan kahve için. Bilimsel araştırmalara göre, kafein, karaciğer yağlanmasına iyi geliyor. Araştırmalarda her gün kahve içenlerde içmeyenlere oranla daha az yağlı karaciğer hastalığı görüldüğü belirtiliyor.